Ana içeriğe atla

Kayıtlar

ARAPÇA ŞART MI?

  Herkese selamlar. Bu konuyu ele almamdaki sebep insanların sürekli bizlere,  ''sen arapça bilmiyorsun, sen yorum yapamazsın senin ilmin yetmez'' şeklinde yapılan eleştirilere cevap vermek istememden dolayıdır. İnşallah bunlara cevap vermeye çalışacağım.   Öncelikle Kuran bizlere Arapça öğrenmemiz veya bilmemiz zorunluluğu getirmez. Kuran Arapça indi çünkü indiği yerde konuşulan dil Arapça idi. Bu bağlamda bir kaç ayet ile Kuran'ı kimler anlayamaz ilk önce ona değinmek istiyorum. - Şüphesiz, kafirleri uyarsan da uyarmasan da onlar için hep aynıdır, iman etmezler. - Allah da onların kalplerini ve duyularını kapatmıştır. Görüşleri de bulanıktır ve onlara büyük azap vardır. (2:6-7) - Onlara, '' Allah'ın indirdiğine uyun '' dediğinde, '' Hayır! Biz atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye uyarız'' derler. Peki ya onların ataları bir şey akıl edememiş ya da doğru yol bulamamışsa? - Kafirlerin durumu, çobanın haykırışını işiten ama o
En son yayınlar

'' CUMA NAMAZI ''

Herkese selamlar, Müslümanlarca en özel gün kabul edilen, camilerin erkekler tarafından tıka basa dolduğu, insanları bilgilendirmek için seçilmiş cuma yani toplanma günü. İlk olarak bu konuyu ile ayeti paylaşmak istiyorum; -  Ey inananlar, cuma (toplantı) günü namaza çağrıldığınızda ALLAH'ı anmak için acele edin ve alışverişi bırakın. Bilseniz, bu sizin için daha iyidir. -  Namaz bitince, yeryüzüne yayılarak ALLAH'ın lütfunu arayın ve ALLAH'ı sürekli anmaya devam edin. (62:9-10) Ayetten de anlaşılacağı üzere çalışma saatleri içinde Toplanmak için çağrı yapılacağı zaman toplanılıp, Allah'ı anarız ve İslam ve güncel gelişmeler hakkında konuşulup tekrar işimize geri döneriz. İlk olarak yapacağım eleştiri, Tüm Kuran çevirilerinde ( Ey iman edenler veya Ey inananlar )* diye çevrilmiştir. Yani kadın veya erkek ayrımı yok. Maalesef ki geleneksel İslam anlayışı bu ayetin kapsamına kadınları almamaktadır. Mezhepçi İslam anlayışı her konuda olduğu gibi bu konuda da kadın

Muhammed'in Tek Mucizesi

Herkese selamlar, bildiğiniz üzere geleneksel İslam anlayışında geniş yer tutan Muhammed’in mucizelerini hepimiz az çok bilmekteyiz. Onlarca uydurulan mucizelerin hepsine bu makalemde değinmeyeceğim. Ama yine de kısaca üzerinden geçeceğim. O’nun doğumunuda ele alarak onlarca mucize uyduruldu. Doğduğu gün gökte bir yıldızın parlaması ve bin yıllık ateşin sönmesi gibi O’nu peygamber yarışına sokup “En Büyük “ peygamber yapma uğraşı olarak görüyorum. Nitekim aynı uydurmalar İsa Peygamber içinde yapıldı. O’na ithaf edilen en büyük hatta ilah ile aynı konuma koymaları Kuran tarafından eleştirilip ifşa edilse de, Müslüman geleneği bununla yetinemeyip Muhammed’i de bu yarışa sokarak O’na ithafen mucizeler uydurdular. Ve O’na Peygamberlerin İmamı diyerek en büyük be lider peygamber algısını oluşturdular. Tabi ki bu Allah’ın tüm peygamberleri eşit olarak görmesi ve Onlar arasında ayırım yapmadığı ayeti ile çelişmekte… – Elçi, Efendisinden kendisine indirileni onayladı, gerçeği onaylayanlar d

Sünnet

Sünnet, malumumuz üzere her erkeğin küçükken başından geçmiş o talihsiz olaydır. Tüm müslümanlar ve yahudiler sünnet olurlar. Bazı hristiyan toplumlarında da görülmektedir. Tarihine baktığımız da M.Ö. 2500 yıl öncesine dayanmış bir gelenek olarak görülüyor. Tevrat’ta İbrahim Peygamberin Allah ile yaptığı anlaşma kapsamında sünnet uygulamasını yaptığını biliyoruz. Birazdan bu kısımları paylaşacağım. Sünnet maalesef ki bizim için dinin olmazsa olması gibidir. Sünnet olmayana Müslüman demezler mesela yada biri Müslüman olmak istediği zaman, ona söylenecek ilk şeyin Sünnet olması gerektiğidir. Bilim geliştikçe sünnetti savunanlar, sünnetin sağlık açısından yararları adı altında bir sürü yalan uydurdular. Mantık çerçevesinde bakarsak Allah bizleri en güzel biçimde yarattığını (95:4) söylemesine rağmen, sağlık açısından sünnet derisini kesmemizi emretmesi, Allah’ın yaratılış sistemine aykırıdır. Şimdi sünnet konusunu ilk olarak Tevrat’taki bölümle ele alacağız. Allah ve İbrahim arasında g

SELA

Ülkemizde cuma namazlarından önce, birisi öldüğünde ve perşembeyi cumaya bağlayan gecenin yatsı namazı öncesi okunan ve Muhammed Peygamberin anıldığı bir uygulama. Sela okunmasının tarihine baktığımız zaman 13.yy’dan gelme bir Osmanlı geleneği olduğunu görüyoruz. İsterseniz ilk önce aşağıda Sela’nın yazılışını ve anlamını paylaşacağım. Okunuşu: – Es Salatu Ve’s-Selamu Aleyke Ya Rasulallah! – Es Salatu Ve’s-Selamu Aleyke Ya Habiballah! – Es Salatu Ve’s-Selamu Aleyke Ya Nûre Arşillah! – Es Salatu Ve’s-Selamu Aleyke Ya Hayra Halgillah! – Es Salatu Ve’s-Selamu Aleyke Ya Seyyidel Evveline Vel Ahirin! – Vel Hamdü Lillahi Rabbil Alemin!” Anlamı; – “Ey Allah’ın Resûlu, salat-u selam senin üzerine olsun! – Ey Allah’ın Habibi, salat-u selam senin üzerine olsun! – Ey Allah’ın Arşının Nuru, salat-u selam senin üzerine olsun! – Ey Allah’ın Mahlukatının Hayırlısı, salat-u selam senin üzerine olsun! – Ey Öncekilerin ve Sonrakilerin Efendisi, salat-u selam senin üzerine olsun! – Hamd Al

Gerçek Ehli Sünnet

Bilindiği üzere kendini dine adayan insanlar ilk olarak Ehli sünnet ile tanışırlar. Benim gördüğüm bu. İlk önce ehli sünnet ne demek ona bakalım. Dinini sünnet doktrinine dayalı ve tüm dünyada % 85’lik bir kısmını oluşturan bir inanç. Bu sünnet inancı tabiki kendi içinde de parçalara bölünmüş ve iki kola ayrılmış. Sünnilik ve Şiilik. Tabi bu da kendi içinde farklı mezhep gruplarına bölünmüşler. Hanefi,Şafi,Maliki,Hanbeli. Şimdi bu kendini Ehli sünnet yapanlar tabiki de kendi kurallarını ve yöntemlerini oluşturmuşlar. Sünniler tüm sahabeden gelen hadisleri kabul ederken, Şiiler sadece On İki imamdan gelen hadis rivayetlerini kitaplarına almışlar. Bu yazdığımdan da anlaşılacağı gibi parçalara ayrışmış ve dağılmış bir İslam dinini yaşatıyorlar. Sözde uydurdukları Ehli sünneti, kendileri bile halkıyla yaşamıyorlar. Her fırsatta birbirlerine taş atıyorlar. Biri kendini diğerinden üstün görüyor. Haramları ve helalleri farklı. Kısacası bu uydurulan Ehli sünnetin Muhammed Peygamber ile ala

Mevlid Kandili

Bugün İslam aleminin en önemli günlerinden biri. Muhammed Peygamberin doğum günü. Kuranı tebliğ etmek için Allah’ın tüm halklara rahmet olarak gönderdiği ve dünyada en çok iftiraya uğrayan elçisi. Tüm camilerde ve evlerde O’na salatlar edilecek, O’ndan şefaat beklenecek. İnsanlığın Kurtuluşu olarak gönderildiğine inandıkları elçiyi bolca anılacak. Bu konu İsa peygamber ile aynıdır. Hristiyanlar 24 Aralığı 25 e bağlayan günü O’nun doğduğu gün olarak kutlarlar. Onun insanlığın kurtuluşu için geldiğini ve çarmıha gerildiğine inanırlar. Ve Allahtan çok O’nu anarlar. O’nun doğumu sırasında uydurulan hikayeler hadisler ile Muhammed Peygambere de uyarlanmıştır. Gökte yıldız parlaması buna örnek olarak verilebilir. Bu yüzden Müslümanlar Peygamber yarışı için Muhammed’i en üste koymak için değişik yollara başvurdular. Bu kandil günü gibi İsa için doğum günü varken biz neden yapmayalım gibi bir algı olduğu kesin. Örnek olarak hıristiyanlar dünyanın İsa için varolduğu aynı şekilde Müslüman kes