Ana içeriğe atla

Muhammed'in Tek Mucizesi

Herkese selamlar, bildiğiniz üzere geleneksel İslam anlayışında geniş yer tutan Muhammed’in mucizelerini hepimiz az çok bilmekteyiz. Onlarca uydurulan mucizelerin hepsine bu makalemde değinmeyeceğim. Ama yine de kısaca üzerinden geçeceğim.
O’nun doğumunuda ele alarak onlarca mucize uyduruldu. Doğduğu gün gökte bir yıldızın parlaması ve bin yıllık ateşin sönmesi gibi O’nu peygamber yarışına sokup “En Büyük “ peygamber yapma uğraşı olarak görüyorum. Nitekim aynı uydurmalar İsa Peygamber içinde yapıldı. O’na ithaf edilen en büyük hatta ilah ile aynı konuma koymaları Kuran tarafından eleştirilip ifşa edilse de, Müslüman geleneği bununla yetinemeyip Muhammed’i de bu yarışa sokarak O’na ithafen mucizeler uydurdular. Ve O’na Peygamberlerin İmamı diyerek en büyük be lider peygamber algısını oluşturdular. Tabi ki bu Allah’ın tüm peygamberleri eşit olarak görmesi ve Onlar arasında ayırım yapmadığı ayeti ile çelişmekte…

– Elçi, Efendisinden kendisine indirileni onayladı, gerçeği onaylayanlar da… Hepsi, ALLAH’ı, meleklerini, kitaplarını ve elçilerini onaylarlar: “Elçilerinin hiçbirisi arasında ayrım yapmayız.” Derler ki: “İşittik ve uyduk. Efendimiz bizi bağışla; dönüş sanadır.” (2:285)

Allah, peygamberlerin bazılarına fazla lütuf vermiştir. Veya Allah’ın farklı farklı mucizelerini farklı elçilere vermiştir. Aşağıdaki ayet bizi bu konuda aydınlatmakta;

– O elçilerin bazısına diğerlerinden daha fazla lütufta bulunduk.Örneğin, kimileriyle ALLAH konuştu, kimilerini de derecelerle yükseltti. Meryem oğlu İsa’ya apaçık deliller verdik ve onu Kutsal Ruh ile destekledik. ALLAH dileseydi, onların ardından gelenler kendilerine apaçık deliller geldikten sonra birbirleriyle kavga etmezlerdi. Fakat anlaşmazlığa düştüler. Kimisi onayladı, kimisi inkâr etti. ALLAH dileseydi birbirleriyle savaşmazlardı. Fakat, ALLAH dilediğini yapar.(2:253)

Muhammed Peygamber ile ilgili konumuza geri dönelim. Onun adına uydurulan mucizelerden bazıları şu şekilde; “ miraç hikayesi, ayı ikiye bölmesi, elinden su akıtması, bir gecede Mekke’den Kudüs’e gitmesi vs.. gibi mucizeleri olduğu biliniyor. İlk olarak Miraç konusunu Kısacası ele alacağız.

Miraç, Muhammed’in Allah ile konuştuğu her katında peygamberler ile konuştuğu ve Musa peygamberi çağırıp Allah İçin 5 vakit namaz pazarlığı yaptığı olayların geçtiği gece. Bunların kaynağı tabiki de hadis kitapları. O’ndan 250 yıl sonra rivayet edilip ne olduğu belli olmayan yazılar.
Benim en çok üzerinde durduğum konu ve dikkatimi çeken şey “ Lider Peygamber Yaratma “ olayı. Hristiyanlar İsa’nın Allah’ın yanında oturduğuna inanıyorlar. Bence temel mesele bu. Hangisi Peygamber büyük?! Bu konu ile ilgili farklı bir makale yazacağım inşallah.
İkinci olarak ay yarılması olayı. Bu olay Kuranda geçen bir ayet. Tabi ki geleneksel İslam anlayışı bu ayeti bağlamından kopararak uydurma hadis ile mucizeye dönüştürdüler. İşte o hadis;

– “Ay, Hz. Peygamber’in zamanında iki parçaya ayrıldı. Bir parçası dağın bir tarafında, diğer parçası dağın diğer tarafında idi. Hz. Peygamber ‘Bize şahit olunuz!..’ dedi.” (Buhârî, Tefsir, Sûretu’l-Kamer,1; Müslim, Kıyame, 44).

– ayet; – O an yaklaştı ve ay yarıldı. Bir mucize görseler yüz çevirirler ve, “Süregelen bir büyüdür” derler.(54:1-2)

Bu ayetler benim düşüncem, Muhammed ile alakalı değil. Çünkü O’nun tek mucizesi Kurandır. Bunu birazdan inceleyeceğiz. Bu ayet gelecek ile ilgili bir olaydan bahsetmekte. Bu olay 1969 yılında aya gidilerek ayın toprağını yararak 9 kilo toprak alınmasına işaret ediyor olabileceği kanaatindeyim. Gelecek yıllarda bu olay tekrar tekrar gerçekleşebilir. Çünkü mucizeler sadece Peygamberler ile sınırlı değil. Buna örnek olarak 1974 yılında Kurandaki “19” kod siteminin bulunması da buna örnek olabilir.
Son olarak Mescidi Haramdan Mescidi Aksaya gitme olayı. Bu olay Kuran’da da ayet olarak geçmekte;

– Bazı ayetlerimizi kendisine göstermek için kulunu geceleyin Sınırlanmış Mescitten, çevresini kutlu kıldığı en uzak mescide alıp götüren çok Yücedir. O kuşkusuz İşitendir, Görendir.(17:1)

Ayet aslında tüm çevirilerde Mescidi Aksa olarak çevrilmiştir. Ben Edip Yüksel çevirisini kullanıyorum. Bazen de diyanet ve Elmalılı. Bu ayet için en yakın çeviri bu olduğu kanaatindeyim. Çünkü Ayeti hadise entegre etmek için kelime olarak en uzak anlamını Mescidi Aksa olarak gösteriliyor. Ayrıca Muhammed’in tek mucizesi Kuran ise, Allah O’na ayetlerini göstermek için O’nu, bir insanın gidebileceği bir mescide çağırması daha mantıklı. Çünkü bir insan ki kendisi de bunu söylüyor, bir gecede gidebileceği en uzak yerden bahsettiği çok açık. Bir gece kalkıp Allah’ın ayetlerini görmek için davet alan Muhammed, bir insanın gidebileceği en uzak yerdeki mescide davet ediliyor. Bu  kadar kolay anlaşılacak bir durum. Zaten Mescidi Aksa ismi o dönemde değil, Müslümanlar orayı fetih ettikten sonra o ismi oraya veriliyor.

Şimdi Kuran Muhammed’e Mucize konusunda neler diyor bakalım; ilk olarak mucizeler yalnız Allah’tan;

– Senden önce elçiler gönderdik ve onlara eşler ve çocuklar verdik. ALLAH’ın izni olmadan hiçbir elçi bir mucize getiremez. Her dönemin bir yazgısı vardır.(13:38)
– “Ona Efendisinden bir mucize inmeli değil miydi?” dediler. De ki: “Mucizeler ALLAH’ın katındadır. Ben sadece apaçık bir uyarıcıyım.”(29:50)

Ayetler bizlere Mucizelerin sadece Allah’a ait olduğunu gösteriyor. Nitekim paylaştığım 29:30. Ayettin devamında Muhammed’in sadece bir uyarıcı olduğunu belirterek bu uyarıyı Kuran ile yaptığını anlıyoruz. Devam edersek Muhammed’den mucize bekleyenlerin şu ayette eleştirildiğini görüyoruz;

– Dediler ki: “Bizim için yerden bir pınar fışkırtmadığın sürece sana asla inanmayacağız!”
“Yahut senin, hurmalardan, üzümlerden oluşan bir bahçen olmalı. Onların aralarından şarıl şarıl ırmaklar akıtmalısın. ”
“Yahut iddia ettiğin gibi göğü, parçalar halinde üzerimize düşürmelisin, yahut Allah`ı ve melekleri karşımıza dikmelisin. ”
“Yahut altından bir evin olmalı, yahut göğe yükselmelisin. Ancak senin göğe çıktığına, okuyacağımız bir kitabı bize indireceğin zamana kadar, asla inanmayız!”
De ki: “Rabbimin şanı yücedir. Ben, insan bir resulden başka neyim ki? ”(17:90:93)

– Eğer yüz çevirip gitmeleri sana ağır geldiyse, haydi gücün yetiyorsa, yerin içinde bir delik yahut gökte bir merdiven ara da onlara bir mucize getir. Allah dileseydi onları doğru ve güzelde birleştirirdi. Artık cahillerden olma.(6:35)

Ayetler bizlere çok net göstermekte ve ısrarla ardından “ ben insan bir resulüm veya ben sadece bir uyarıcıyım” denmesi tesadüf olamaz!
Tabi ki eğer Muhammed’e mucize verilmiş olsaydı gene ona inanmayacaklardı. Şu ayet aslında bu konuyu özetlemekte;

– Tüm yeminleriyle Allah`a yemin ettiler ki, eğer kendilerine bir mucize gelirse ona mutlaka inanacaklar. Söyle onlara: “Mucizeler ancak Allah`ın katındadır. ” Mucize geldiğinde de iman etmeyeceklerini anlamıyor musunuz?(6:109)

Maalesef ki mucizeler ile birlikte istedikleri “ Lider Peygamber “ profilini uydurdular. Kuran ile örtüşmeyen sadece kendi zevklerine ve geleneklerine göre din uydurdular. Aslında kimse tam anlamıyla inanmıyor. Sadece inandığını zannediyor. Çünkü Allah’ın kitabı onlara yetmiyor. Allah’ın resulü bir insan olarak onlara yetmiyor. Allah’ın sözleri insanlara yetmiyor. Hep Allah’ın anlattığının dışında farklı şeylere inanıyorlar. Neden? Çünkü uydurdukları dün ile Allah’ı yetersiz bir hale soktular. Muhammed’in insan olarak anmak onları rahatsız etti. İsa Allah’ın yanında oturuyor ise neden Muhammed oturamaz veya konuşamaz veya neyse. Kaynak buradan çıkıyor.. Şeytan işte burada devreye giriyor. Allahı yetersiz gösterip seni uydurmalara götürüyor. Muhammed’i insan olarak yetersiz gösterip ona uydurma mucizeler yakıştırıyorlar. Asıl mesele bu. Aşağıdaki ayet bu yazdıklarımı onaylar nitelikte;

– “Ona Efendisinden bir mucize inmeli değil miydi?” dediler. De ki: “Mucizeler ALLAH’ın katındadır. Ben sadece apaçık bir uyarıcıyım.”
– Bu kitabı sana indirmiş olmamız ve kendilerine okunması onlara yetmez mi? Bunda gerçeği onaylayan bir toplum için bir rahmet ve öğüt vardır. (29:50-51)

– Biz bu Kuran’da halka her türlü örneği verdik. Onlara bir mucize getirsen, kafirler, “Siz yanılanlarsınız” diyeceklerdir.(30:58)

Son olarak benim hayatımı değiştiren ve gerçekleşecek “ Tek gerçek hadis “ olarak inandığım ayeti yani peygamberin şikayetini paylaşacağım;

– Elçi de “Efendim, halkım Kuran’ı terketti” der.(25:30)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ATALAR DİNİNİ İZLEMEK

Tüm insanlar, doğduğu ve büyüdüğü ailenin öğrettikleri ile o ülkenin veya bölgenin dinini, kültürünü ve yaşam tarzını benimser. Bu hemen hemen herkes için aynıdır. Bu yüzden çocukluk döneminde bize aşılanan ne ise onunla yaşarız. Sorgulama gibi bir uğraşa çoğu insan girmez. Karşı olduğu politik bir duruma cephe alarak diğer safta durmak, sorgulayıp neyin doğru veya yanlış olduğuna bakmaz. Din, tüm dünyada hemen hemen atalarımızın üzerine ne bulduysak onu öğretir ve buna sımsıkıca bağlanır. İşin püf noktası burası. Ya atalarımız doğru yol üzerinde değildiler ise?! Kuran bu konuda bizi özgür kılarak sorgulamaya teşvik eder. Şimdi aşağıdaki peygamber örneklerinden bakarak atalar dinini inceleyelim. NUH PEYGAMBER Halkın ileri gelen inkarcıları, “Bu, sizin gibi bir insandan başka bir şey değildir. Üzerinize egeme olmak istiyor. Allah dileseydi bir melek indirirdi. İlk ATALARIMIZDAN böyle bir şey işitmedik.  (23:24) HUD PEYGAMBER Dediler ki: “ Sadece Allah’a edelim ve atalarımı

ARAPÇA ŞART MI?

  Herkese selamlar. Bu konuyu ele almamdaki sebep insanların sürekli bizlere,  ''sen arapça bilmiyorsun, sen yorum yapamazsın senin ilmin yetmez'' şeklinde yapılan eleştirilere cevap vermek istememden dolayıdır. İnşallah bunlara cevap vermeye çalışacağım.   Öncelikle Kuran bizlere Arapça öğrenmemiz veya bilmemiz zorunluluğu getirmez. Kuran Arapça indi çünkü indiği yerde konuşulan dil Arapça idi. Bu bağlamda bir kaç ayet ile Kuran'ı kimler anlayamaz ilk önce ona değinmek istiyorum. - Şüphesiz, kafirleri uyarsan da uyarmasan da onlar için hep aynıdır, iman etmezler. - Allah da onların kalplerini ve duyularını kapatmıştır. Görüşleri de bulanıktır ve onlara büyük azap vardır. (2:6-7) - Onlara, '' Allah'ın indirdiğine uyun '' dediğinde, '' Hayır! Biz atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye uyarız'' derler. Peki ya onların ataları bir şey akıl edememiş ya da doğru yol bulamamışsa? - Kafirlerin durumu, çobanın haykırışını işiten ama o