Ana içeriğe atla

SELA

Ülkemizde cuma namazlarından önce, birisi öldüğünde ve perşembeyi cumaya bağlayan gecenin yatsı namazı öncesi okunan ve Muhammed Peygamberin anıldığı bir uygulama.
Sela okunmasının tarihine baktığımız zaman 13.yy’dan gelme bir Osmanlı geleneği olduğunu görüyoruz. İsterseniz ilk önce aşağıda Sela’nın yazılışını ve anlamını paylaşacağım.
Okunuşu:
– Es Salatu Ve’s-Selamu Aleyke Ya Rasulallah!
– Es Salatu Ve’s-Selamu Aleyke Ya Habiballah!
– Es Salatu Ve’s-Selamu Aleyke Ya Nûre Arşillah!
– Es Salatu Ve’s-Selamu Aleyke Ya Hayra Halgillah!
– Es Salatu Ve’s-Selamu Aleyke Ya Seyyidel Evveline Vel Ahirin!
– Vel Hamdü Lillahi Rabbil Alemin!”
Anlamı;
– “Ey Allah’ın Resûlu, salat-u selam senin üzerine olsun!
– Ey Allah’ın Habibi, salat-u selam senin üzerine olsun!
– Ey Allah’ın Arşının Nuru, salat-u selam senin üzerine olsun!
– Ey Allah’ın Mahlukatının Hayırlısı, salat-u selam senin üzerine olsun!
– Ey Öncekilerin ve Sonrakilerin Efendisi, salat-u selam senin üzerine olsun!
– Hamd Alemlerin Rabbi Olan Allah İçindir!”

Sela konusunu ele almamın sebebi maalesef ki içinde şirk olması ve Allah’tan çok Muhammed Peygamberin anılmasından dolayı. Bu bağlamda Sela’yı incelediğimiz zaman içinde “ en hayırlı mahlukat, arşının nuru ve öncekilerin ve sonrakilerin efendisi ilan edilen Muhammed Peygamberin nasıl ilahlaştırıldığına şahit oluyoruz. Ne kadar traji komik bir olay var ki, Sela’nın sonunda nasıl olduysa insanların aklına Allah gelmiş ve son bölümde Allah hatırlanmış!
Bence bu Sela’nın uygulamaya konulmasındaki en büyük sebebin kıskançlık olduğunu düşünüyorum. Hıristiyanların İsa Peygamberi yücelttiğini görenler biz de Muhammed için aynı şeyi yapmalıyız diye düşündükleri kanaatindeyim. Çünkü İsa için uygulanan çoğu uygulama hadisler ve geleneksel yöntemler ile Muhammed’e de uyarlandı. Buna örnek olarak doğum mucizeleri, doğum günü yapılan NOEL bizdeki Mevlit Kandili gibi uygulamalar örnek olabilir.
Şimdi bu “ Sela “ konusunun Kur’an’a nasıl ters düştüğünü gösteren ayetlere bakacağız.
İlk olarak Bakara suresinin 285. Ayetini ele almak isterim. Ayet şu şekilde;

– Elçi, Efendisinden kendisine indirileni onayladı, gerçeği onaylayanlar da… Hepsi, ALLAH’ı, meleklerini, kitaplarını ve elçilerini onaylarlar: “Elçilerinin hiçbirisi arasında ayrım yapmayız.” Derler ki: “İşittik ve uyduk. Efendimiz bizi bağışla; dönüş sanadır.” (2:285)

Yukarıdaki ayette görüldüğü üzere, Allah hiç bir elçi arasında ayırım yapmıyor. Günümüz müslümanları ya da kendini müslüman zannedenler Muhammed Peygamberi en yüce en büyük peygamber olarak tanımlayarak onu haftada 2-3 kez ritüel olarak anmaktadır. Daha önce de bahsettiğim gibi, Hristiyanların İsa Peygamberi en büyük en yüce hatta ilah seviyesine çıkardılar. Sorulması gereken soru şu? Geleneksel islamcıların, günümüz Hıristiyan toplumundan ne farkı var? Allah, İsa Peygamberi ayırıp O’nu yüceltenleri eleştirirken, sen neden Muhammed’i yücelterek, O eleştirilen Hıristiyanlar gibi oluyorsun?
Konumuza şu ikinci ayet ile devam etmek isterim;

– Mescidler sadece ALLAH’a aittir; öyleyse ALLAH ile birlikte hiç kimseyi çağırmayın. (72:18)

Evet, görüldüğü üzere, Allah’ın mescitleri Cuma gününü örnek alırsak, Allah’tan başkası anılarak camilere çağrılıyor. “ Allah + Muhammed”. Ölmüş birisini insanlara hatırlatmak için Muhammed Peygamberi anarak çağrı yapılıyor. Bu ikileme maalesef ki Kuran ile çelişir. Ne yazık ki geleneksel islam dinindeki çoğu uygulama şirke davetiye çıkarmakta. Bu ayetin devamında gelen şu iki ayet, Muhammed Peygamberin günümüz geleneksel İslam inancındaki ikilemeyi ifşa etmekte…

– ALLAH’ın kulu kalkıp sadece O’na çağırdığında ona karşı nerdeyse hepsi bir bütün oldular.
– De ki: “Ben sadece Efendime çağırırım; ve O’na hiç kimseyi ortak koşmam.” (78:19-20)

Mükemmel bir meydan okuma. Onun kulunu Allah’ın yanına ikinci bir isim olarak ekleyenleri ve Allah’tan başkasına çağıranları, Rabbimiz, Muhammed Peygamberin ağzından süper bir şekilde eleştiriyor. Muhammed sadece Allah’a davet etti. Allah’ın yanına asla kendi ismini koymadı.
Son olarak bu konuyla ilgili olarak Allah müşriklerin bir özelliğinden bizlere bahsetmekte;

– ALLAH tek başına anıldığı an ahiret gerçeğini onaylamayanların kalpleri huzursuz olarak ürker. Fakat O’nun dışındakiler anıldığı zaman hemen yüzleri güler. (39:45)

Rabbimiz gerçekten inanmayanları böyle deşifre ediyor. Bir hristiyana sadece yaratıcı Tanrı dediğinizde hoşuna gitmeyip size, İsa+Meryem+Azizler… diye devam edecek ve o zaman yüzü gülüp sizinle konuşacaktır. Aynı şekilde bir Müslümana Kuran İslamın tek kaynağı dediğiniz zaman size, Kuran+hadis+sünnet diyeceği kesindir. Bu cevaplar aslında Allah’ın dinini hakkıyla kabul etmeyenleri ifşa ediyor. Ayetin devamında Rabbimiz, Muhammed peygambere şunu demesini söylüyor;

– De ki: “Gökleri ve yeri yoktan var eden, gizliyi ve açığı Bilen Tanrım, ayrılığa düştükleri konularda kulların arasında hükmü yalnız sen verirsin.” (39:46)
Din gününde Rabbimiz bizlere hükmünü gösterecektir. Onun elçisini putlaştırıp, O’nun yanına ismini ekleyenlerin aslında O’nu halkıyla kabul etmeyen olduklarını gösterecektir. Aşağıdaki ayetlerle makalemi sonlandırıyorum.

– Övgü, evrenlerin Efendisi ALLAH’adır. (1:2)
– ALLAH kuluna yetmez mi?… (39:36)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ATALAR DİNİNİ İZLEMEK

Tüm insanlar, doğduğu ve büyüdüğü ailenin öğrettikleri ile o ülkenin veya bölgenin dinini, kültürünü ve yaşam tarzını benimser. Bu hemen hemen herkes için aynıdır. Bu yüzden çocukluk döneminde bize aşılanan ne ise onunla yaşarız. Sorgulama gibi bir uğraşa çoğu insan girmez. Karşı olduğu politik bir duruma cephe alarak diğer safta durmak, sorgulayıp neyin doğru veya yanlış olduğuna bakmaz. Din, tüm dünyada hemen hemen atalarımızın üzerine ne bulduysak onu öğretir ve buna sımsıkıca bağlanır. İşin püf noktası burası. Ya atalarımız doğru yol üzerinde değildiler ise?! Kuran bu konuda bizi özgür kılarak sorgulamaya teşvik eder. Şimdi aşağıdaki peygamber örneklerinden bakarak atalar dinini inceleyelim. NUH PEYGAMBER Halkın ileri gelen inkarcıları, “Bu, sizin gibi bir insandan başka bir şey değildir. Üzerinize egeme olmak istiyor. Allah dileseydi bir melek indirirdi. İlk ATALARIMIZDAN böyle bir şey işitmedik.  (23:24) HUD PEYGAMBER Dediler ki: “ Sadece Allah’a edelim ve atalarımı

ARAPÇA ŞART MI?

  Herkese selamlar. Bu konuyu ele almamdaki sebep insanların sürekli bizlere,  ''sen arapça bilmiyorsun, sen yorum yapamazsın senin ilmin yetmez'' şeklinde yapılan eleştirilere cevap vermek istememden dolayıdır. İnşallah bunlara cevap vermeye çalışacağım.   Öncelikle Kuran bizlere Arapça öğrenmemiz veya bilmemiz zorunluluğu getirmez. Kuran Arapça indi çünkü indiği yerde konuşulan dil Arapça idi. Bu bağlamda bir kaç ayet ile Kuran'ı kimler anlayamaz ilk önce ona değinmek istiyorum. - Şüphesiz, kafirleri uyarsan da uyarmasan da onlar için hep aynıdır, iman etmezler. - Allah da onların kalplerini ve duyularını kapatmıştır. Görüşleri de bulanıktır ve onlara büyük azap vardır. (2:6-7) - Onlara, '' Allah'ın indirdiğine uyun '' dediğinde, '' Hayır! Biz atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye uyarız'' derler. Peki ya onların ataları bir şey akıl edememiş ya da doğru yol bulamamışsa? - Kafirlerin durumu, çobanın haykırışını işiten ama o