Ana içeriğe atla

Mevlid Kandili

Bugün İslam aleminin en önemli günlerinden biri. Muhammed Peygamberin doğum günü. Kuranı tebliğ etmek için Allah’ın tüm halklara rahmet olarak gönderdiği ve dünyada en çok iftiraya uğrayan elçisi. Tüm camilerde ve evlerde O’na salatlar edilecek, O’ndan şefaat beklenecek. İnsanlığın Kurtuluşu olarak gönderildiğine inandıkları elçiyi bolca anılacak.
Bu konu İsa peygamber ile aynıdır. Hristiyanlar 24 Aralığı 25 e bağlayan günü O’nun doğduğu gün olarak kutlarlar. Onun insanlığın kurtuluşu için geldiğini ve çarmıha gerildiğine inanırlar. Ve Allahtan çok O’nu anarlar.

O’nun doğumu sırasında uydurulan hikayeler hadisler ile Muhammed Peygambere de uyarlanmıştır. Gökte yıldız parlaması buna örnek olarak verilebilir. Bu yüzden Müslümanlar Peygamber yarışı için Muhammed’i en üste koymak için değişik yollara başvurdular. Bu kandil günü gibi İsa için doğum günü varken biz neden yapmayalım gibi bir algı olduğu kesin. Örnek olarak hıristiyanlar dünyanın İsa için varolduğu aynı şekilde Müslüman kesim de Muhammed için yaratıldığına inanır.
Şimdi bunu kısaca Kuran açısından ele alacağız.

– Cinleri ve insanları ancak bana hizmet etmeleri için yarattım.(51:56)

Yukarıdaki ayet Hristiyan ve Müslüman toplumun tezini çürütüyor
.
– De ki “Ben türedi bir elçi değilim. Bana ve size ne olacağını da bilmem. Ben, ancak bana vahyedilene uyuyorum. Ben apaçık bir uyarıcıdan başka bir şey değilim.”(46:9)
– ALLAH’ın dışında şefaatçiler mi edindiler? De ki: “Onlar hiçbir şeye sahip değilseler ve düşünemiyorlarsa da mı?”
– De ki: “Tüm şefaat ALLAH’a aittir.” Göklerin ve yerin yönetimi O’na aittir. Sonra O’na döndürüleceksiniz.(39:43-44)
– Kendilerine mesaj gönderilenleri de sorguya çekeceğiz, elçileri de sorguya çekeceğiz.(7:6)

Yukarıdaki verdiğim ayet örneklerinde, şefaatin sadece Allah’a ait olduğunu, Peygamberi bile kendisine ne olacağını bilmediği ve son ayette de sorguya çekileceğini görüyoruz. Buradaki eleştirim Şefaat için tüm akşam dua edilecek elçinin 1.si bundan haberi olmayacak 2.si Sorguya çekilen ve ne olacağını bilmeyen bir elçinin sizi kurtarması olanaksız olacak.
Şimdi de Muhammed Peygamberden şefaat bekleyenlerin aslında şikayet edileceğini gösteren bir ayet paylaşacağım;

– Elçi de “Efendim, halkım Kuran’ı terketti” der. (25:30)

Son olarak paylaşacağım iki ayet ile dini sadece Allah’a ait kılmanın, Ondan başka kim olursa olsun Allahtan sonra ismini anmamamız gerektiğini ve peygamberlerin sadece birer beşer ve görevi iletme yetkisi olduğunu gösteren ayetleri paylaşacağım.

– ALLAH’ın kendisine kitap, bilgelik ve peygamberlik verdiği hiçbir insan, “ALLAH’tan sonra bana da hizmet ediniz” diye halkı kendisine çağırmaz. Aksine, “Öğrenip öğrettiğiniz kitap gereğince kendisini Efendisine adayan kullar olun” der. (3:79)
Mescidler sadece ALLAH’a aittir; öyleyse ALLAH ile birlikte hiç kimseyi çağırmayın. (72:18)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ATALAR DİNİNİ İZLEMEK

Tüm insanlar, doğduğu ve büyüdüğü ailenin öğrettikleri ile o ülkenin veya bölgenin dinini, kültürünü ve yaşam tarzını benimser. Bu hemen hemen herkes için aynıdır. Bu yüzden çocukluk döneminde bize aşılanan ne ise onunla yaşarız. Sorgulama gibi bir uğraşa çoğu insan girmez. Karşı olduğu politik bir duruma cephe alarak diğer safta durmak, sorgulayıp neyin doğru veya yanlış olduğuna bakmaz. Din, tüm dünyada hemen hemen atalarımızın üzerine ne bulduysak onu öğretir ve buna sımsıkıca bağlanır. İşin püf noktası burası. Ya atalarımız doğru yol üzerinde değildiler ise?! Kuran bu konuda bizi özgür kılarak sorgulamaya teşvik eder. Şimdi aşağıdaki peygamber örneklerinden bakarak atalar dinini inceleyelim. NUH PEYGAMBER Halkın ileri gelen inkarcıları, “Bu, sizin gibi bir insandan başka bir şey değildir. Üzerinize egeme olmak istiyor. Allah dileseydi bir melek indirirdi. İlk ATALARIMIZDAN böyle bir şey işitmedik.  (23:24) HUD PEYGAMBER Dediler ki: “ Sadece Allah’a edelim ve atalarımı

ARAPÇA ŞART MI?

  Herkese selamlar. Bu konuyu ele almamdaki sebep insanların sürekli bizlere,  ''sen arapça bilmiyorsun, sen yorum yapamazsın senin ilmin yetmez'' şeklinde yapılan eleştirilere cevap vermek istememden dolayıdır. İnşallah bunlara cevap vermeye çalışacağım.   Öncelikle Kuran bizlere Arapça öğrenmemiz veya bilmemiz zorunluluğu getirmez. Kuran Arapça indi çünkü indiği yerde konuşulan dil Arapça idi. Bu bağlamda bir kaç ayet ile Kuran'ı kimler anlayamaz ilk önce ona değinmek istiyorum. - Şüphesiz, kafirleri uyarsan da uyarmasan da onlar için hep aynıdır, iman etmezler. - Allah da onların kalplerini ve duyularını kapatmıştır. Görüşleri de bulanıktır ve onlara büyük azap vardır. (2:6-7) - Onlara, '' Allah'ın indirdiğine uyun '' dediğinde, '' Hayır! Biz atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye uyarız'' derler. Peki ya onların ataları bir şey akıl edememiş ya da doğru yol bulamamışsa? - Kafirlerin durumu, çobanın haykırışını işiten ama o