Ana içeriğe atla

BAKARA ( Düve )

Bilindiği üzere, Bakara suresi Kuran’ın en uzun suresidir. 286 ayetten oluşan bu surenin içinde bir çok konu ele alınmıştır. Bir bakıma Kuran’ı aba konuları ile özetleyen bir sure de diyebiliriz. Aşağıya maddeler halinde ana başlıklar halinde konuları yazacağım. Konuları yazdıktan sonra ise asıl konuya geleceğim.
– Kuran’dan
– Peygamberlerden 
– İsrailoğulları’ndan *
– Cennet ve Cehennem tasvirlerinden 
– Yaratılıştan
– Hristiyan ve Yahudilerden
– Hac ibadetinden 
– Haram Hayvansal gıdadan ve sarhoş edici maddelerden
– Din Adamlarından
– Vasiyet, rüşvet, tefecilik ve finansal işlemlerden 
– Ramazan, oruç ve salat
– Kadınların aybaşı ve cinsellik
– Boşanma Hukuku
– Savaş ve Haram aylar
Ben, ana hatları ile böyle maddeler çıkardım. Asıl konumuz ise, Kuran’ın en uzun suresinde bu kadar önemli konular var iken ( yukarıda belirttiklerim ) neden Allah bu surenin adını BAKARA ( DÜVE ) olarak belirlemiş. Neden başka ayetin konusunu değilde “ Düve “ konusun geçtiği olayı bizlere başlık olarak sunmuş.
İlk önce “ Düve “ konusunun geçtiği ayetleri inceleyelim.
 Hani, Musa halkına: “ALLAH bir inek boğazlamanızı emrediyor” demişti. “Bizimle alay mı ediyorsun” deyince de “Cahilce davranmaktan ALLAH’a sığınırım” dedi.
– “Bizim için Efendini çağır da onun niteliğini bize açıklasın” dediler. “O diyor ki, o ne kart ne körpe, ikisinin ortasında bir düvedir. Size emredileni yapın” dedi.
– “Bizim için Efendini çağır da onun rengini de açıklasın” dediler. “O diyor ki, o rengi parlak sarı bir düvedir, bakanların içini açar” dedi.
– “Bizim için Efendini çağır da, onun niteliğini bize daha da açıklasın. Çünkü düveler bizce birbirine benziyor. ALLAH dilerse yolu buluruz” dediler.
– “O diyor ki, o düve yeri sürüp ekini sulayarak boyunduruk altında ezilmemiş, kusursuz, alacasız bir düvedir” dedi. “İşte şimdi gerçeği getirdin!” diyerek sonunda düveyi boğazladılar; az kalsın bunu yapmayacaklardı.
( 2:67-71 )
Yukarıdaki Düve konusundaki ayetler bizlerin dikkatini Yahudilerin yapmış olduğu hataya düşmememizi gözler önüne seriyor. Allah’ın açıklamasını yeterli görmeyen Yahudiler, gereksiz detaylar ile Allah’ın emrine sadık olmuyorlar. Zaten konunun son ayetinin son bölümünde “ Az kalsın bunu yapmayacaklardı.” Diyerek büyük bir eleştiride bulunuyor.
Detaylar ile dini zorlaştırmak 
Bu konuyu İslam dünyası açısından inceler isek. Allah, Kuranı tam detaylı olarak açıklamışken, Allah’ın açıklamasını yeterli bulmayanların gereksiz detaylar ile binlerce soru sordular. Muhammed Peygamberin ölümünden sonra bu saçma sorulara cevap olarak, Hadis ve Sünnet uydurdular. Bu kitaplarda “ tırnak kesmekten, tuvalete hangi ayak ile girilmeye, tuvalet yaparken kıbleye dönülür mü. Yemek sol elle yenir mi? Bıyığa yemek gelse mekruh olur mu? Namaz sırasında ayağa oturmak nasıl, el nereye konacak, oruç İçin kulağa su kaçarsa oruç gider mi? Abdest Kuranda 4 iken bunu yeterli görmeyip 8e çıkarmak.. vb. Binlerce soru ürettiler.
Not: Nihat Hatipoğlu Ramazan programında halkın sorduğu sorulara bakarsanız, ayetler ile nasıl senkronize olduğunu göreceksiniz.
Kuran her konuda açıklamayı yapmış olmasına rağmen Din adamları ve Mezhepçi zihniyet, Kuran’ı yeterli görmeyerek dini dejenere etmişlerdir. Bu ayetin adının “ Düve “ olması tesadüf olabilir mi? Allah bu ayetler ile Yahudi din adamlarını eleştirir. Ve bizlerde onları örnek almamamız gerektiğini göstermektedir. Ama ne yazık ki, Din adamları, detaylar ile dini zorlaştırdılar. Ve bu yolla dini dejenere etmeyi başararak İslam dinini ilk önce kendi dinleri haline getirdiler ve daha sonra da bu dini yaşanmaz hale getirdiler…
Şimdi bu soruları sormanın gerekmediğini gösteren ayete bakalım.
– Gerçeği onaylayanlar, açıklandığı vakit hoşunuza gitmeyecek şeyler hakkında sorular sormayın. Kuran’ın ışığında sorarsanız size açık olurlar. ALLAH özellikle onlardan söz etmedi. ALLAH Bağışlayandır, Yumuşaktır.(5:101)
Yıkarıdaki ayet çok net olarak boş sorular sormayın diyor. Eğer bir konu hakkında soru sorulduğu zaman Kuran gene bizi aydınlatmakta. Aşağıdaki Muhammed peygambere sorulan soruya Allah ayeti ile şöyle cevap gönderiyor.
– Sana aybaşı halini sorarlar: De ki: “O bir rahatsızlıktır. Aybaşı halinde olan kadınlarla cinsel ilişkiye girmeyin ve ondan kurtuluncaya kadar onlara yaklaşmayın. Kurtuldukları zaman ALLAH’ın size uygun gördüğü yerden onlarla cinsel ilişkide bulunun. ALLAH yönelenleri sever, arınanları sever.”(2-222)
Ayet bizlere sorulan bir konu eğer değerli bir öneme sahip ise Allah bunu açıkladığını bizlere gösteriyor.
Son olarak tüm bu Hadis, sünnet ve mezhepçi din anlayışını ve Kuranı yetersin gören Din adamlarını İFŞA eden ayetleri maddeler halinde yazacağım.
TÜM ÖRNEKLER
– Biz bu Kuran’da her türlü örneği verdik, ne var ki halkın çoğunluğu inkârda direniyor.(17:89)
AYRINTILI
– Onların tarihinde, bilinç sahipleri için bir ders vardır. Bu, uydurma bir hadis değil; fakat kendisinden öncekilerin doğrulayıcısı, her şeyin detaylı açıklaması ve gerçeği onaylayanlar için bir hidayet ve Rahmettir.(12:111)
EN GÜZEL AÇIKLAMA
– İnkarcılar, “Kuran, ona neden bir defada indirilmedi?” dediler. Biz böylece onu belleğine yerleştirmekte ve onu belirlenmiş bir dizilişe göre okumaktayız.
– Onların sana yönelttikleri her teze karşı, biz sana gerçeği ve en güzel açıklamayıgetiririz. (25:32-33)
MÜJDE, YOL GÖSTERİCİ, BİR RAHMET 
– …Biz sana bu kitabı, her şeyi açıklayan, bir yol gösterici, bir rahmet ve Müslümanlara bir müjde olarak indirdik.(16:89)
TAMAMLANMIŞ
– Efendinin kelimeleri doğruluk ve adaletle tamamlanmıştır. O’nun sözlerini değiştirebilecek yoktur. O, işitendir, bilendir. (6:115)
EKSİK YOK!
– …Biz kitapta hiçbir şeyi eksik bırakmadık. Sonra onlar Rab’lerinin huzuruna toplanacak.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

ATALAR DİNİNİ İZLEMEK

Tüm insanlar, doğduğu ve büyüdüğü ailenin öğrettikleri ile o ülkenin veya bölgenin dinini, kültürünü ve yaşam tarzını benimser. Bu hemen hemen herkes için aynıdır. Bu yüzden çocukluk döneminde bize aşılanan ne ise onunla yaşarız. Sorgulama gibi bir uğraşa çoğu insan girmez. Karşı olduğu politik bir duruma cephe alarak diğer safta durmak, sorgulayıp neyin doğru veya yanlış olduğuna bakmaz. Din, tüm dünyada hemen hemen atalarımızın üzerine ne bulduysak onu öğretir ve buna sımsıkıca bağlanır. İşin püf noktası burası. Ya atalarımız doğru yol üzerinde değildiler ise?! Kuran bu konuda bizi özgür kılarak sorgulamaya teşvik eder. Şimdi aşağıdaki peygamber örneklerinden bakarak atalar dinini inceleyelim. NUH PEYGAMBER Halkın ileri gelen inkarcıları, “Bu, sizin gibi bir insandan başka bir şey değildir. Üzerinize egeme olmak istiyor. Allah dileseydi bir melek indirirdi. İlk ATALARIMIZDAN böyle bir şey işitmedik.  (23:24) HUD PEYGAMBER Dediler ki: “ Sadece Allah’a edelim ve atalarımı

ARAPÇA ŞART MI?

  Herkese selamlar. Bu konuyu ele almamdaki sebep insanların sürekli bizlere,  ''sen arapça bilmiyorsun, sen yorum yapamazsın senin ilmin yetmez'' şeklinde yapılan eleştirilere cevap vermek istememden dolayıdır. İnşallah bunlara cevap vermeye çalışacağım.   Öncelikle Kuran bizlere Arapça öğrenmemiz veya bilmemiz zorunluluğu getirmez. Kuran Arapça indi çünkü indiği yerde konuşulan dil Arapça idi. Bu bağlamda bir kaç ayet ile Kuran'ı kimler anlayamaz ilk önce ona değinmek istiyorum. - Şüphesiz, kafirleri uyarsan da uyarmasan da onlar için hep aynıdır, iman etmezler. - Allah da onların kalplerini ve duyularını kapatmıştır. Görüşleri de bulanıktır ve onlara büyük azap vardır. (2:6-7) - Onlara, '' Allah'ın indirdiğine uyun '' dediğinde, '' Hayır! Biz atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye uyarız'' derler. Peki ya onların ataları bir şey akıl edememiş ya da doğru yol bulamamışsa? - Kafirlerin durumu, çobanın haykırışını işiten ama o